
Egon Schiele, 20. yüzyıl başı Avusturya sanatının en çarpıcı dışavurumcu ressamlarından biridir. Kısa ömrüne rağmen figüratif resimlerde duygusal yoğunluk, çarpık anatomi ve psikolojik derinlik ile tanınmıştır. Gustav Klimt'in öğrencisi olan Schiele, zamanla kendi özgün tarzını geliştirerek çıplaklık, cinsellik ve içsel çatışma temalarını cesurca işlemiştir. En bilinen eserleri arasında “Öne Eğilmiş Kadın” ve “Kendi Portresi” gibi güçlü çizimler bulunur. 1918 yılında İspanyol gribinden hayatını kaybeden Schiele, ardında modern sanatın dönüşümünde kilit rol oynayan bir miras bırakmıştır.
Egon Schiele (1890–1918), Avusturyalı dışavurumcu ressamların en özgün ve etkileyici isimlerinden biridir. Tulln an der Donau'da doğan Schiele, genç yaşta Viyana Güzel Sanatlar Akademisi’ne kabul edilerek sanatsal kariyerine hızlı bir giriş yaptı. Gustav Klimt’in desteğiyle kısa sürede tanınan sanatçı, çarpıcı otoportreleri, çarpık anatomilerle işlenmiş figürleri ve yoğun duygusal anlatımıyla dikkat çekti. Kısa yaşamına rağmen üretkenliğiyle öne çıkan Schiele, 1918’de İspanyol gribi salgınında hayatını kaybetmiş; ardında modern sanatın seyrini etkileyen güçlü bir miras bırakmıştır.
Egon Schiele’nin sanata olan ilgisi çocuk yaşlarda başladı. 1906 yılında, henüz 16 yaşındayken Viyana Güzel Sanatlar Akademisi’ne (Akademie der bildenden Künste Wien) kabul edildi. Klasik eğitime ilgi göstermeyen Schiele, akademik kuralları sorgulayan bir yaklaşım benimsedi. Bu dönemde Gustav Klimt ile tanışması, sanatsal gelişiminde belirleyici bir rol oynadı. Klimt’in rehberliğiyle Viyana Sezesyonu'nun özgürlükçü ruhundan etkilenen Schiele, kısa sürede figüratif anlatımda kendine özgü, çarpıcı bir stil geliştirdi. Eğitim süreci boyunca Egon Schiele, insan bedeninin duygusal ve psikolojik yansımalarını resmetmeyi merkeze aldı.
Egon Schiele’nin sanatı, insan bedenini çarpıcı biçimde ele alışı ve duygusal yoğunlukla örülü figüratif anlatımıyla tanınır. Dışavurumculuk (Ekspresyonizm) akımının güçlü temsilcilerinden olan Schiele, anatominin sınırlarını zorlayan çizimleri, keskin hatları ve çarpık oranlarıyla içsel çatışma, yalnızlık ve arzuyu yansıtmıştır. Boşlukla çevrili figürler, dramatik pozlar ve sert renk geçişleri onun eserlerinde sıkça görülür. Gustav Klimt’ten etkiler taşıyan Schiele’nin tarzı, zamanla daha sadeleşmiş ancak psikolojik derinliğini korumuştur. Sanatçının stili, dönemin ahlaki normlarını sorgulayan cesur bir anlatım diliyle, modern sanatın ifade özgürlüğüne katkıda bulunmuştur.